Ve bir gün her şey anlamını yitirdi biranda
Yürekler zemheride kalmışçasına suskun
Gökkuşağı paramparça
Dökülür üstümüze renkleri solgun
Ellerimiz isyanda taşımaz bedenini
Gözlerimiz yitirmiş manasını bakarken kör
Deryaların girdabındayız sanki
Arar dururuz apansız gelen tufanda yüreğini
Zamansız hasretler zordur be gülüm
Taşımaz sabrımız patlar volkan misali
Umut kervanımız çıkarsa bir gün yola
Döndürmez geri bilirim sinsice gelen ölüm
Kara toprak isyanda utanır yeraltı
Açmaz yaban gülleri tomurcuğunda boynu bükük
Ağır duygular yoğunluğunda kaldı yürekler yarım
Vakitsiz gidenler erişemez sona menzil karaltı
Giderken sonsuzluklar ülkesine
Üzülme emanetimizdir yadigârın
Hani derler ya
Olmaz emanete hıyanetlik
Ama ne çıkar gonca gül iken solmuşsa baharın
Acılar taşar yüreğimizde sel olur
Pir Sultan tadındadır isyanlar
Darağacında can olur
Kurşun gibi ağır gecenin sabahında
Yiğitler kalleşçe vurulur
Tuncay AKDAĞ/Ocak 2008 / YENİCE
Bugün 80131 ziyaretçi (151272 klik) kişi burdaydı!