"Nerde O Eski Aşk'kar..."
Senden, Benden, Bizden ileriye gidemeyen iki satır arasına sıkışıp kalan güncelerim vardı.. çünkü bu, bir sevda masalıydı !
şöyle uzaktan bakıldığında sevgiliydi/k..
- konuşmaya ne zaman başlasa, ödüm kopardı; 'şimdi bitsin' diyecek diye..
- ellerinin sıcaklığı avuçiçlerime sindi mi, buz tutardı parmak uçlarım; 'kalkıp gidesi var' sanardım..
- gözlerim, göz menziline girmeye görsün, katl-ini vacipden sayan avcısının, avından kaçan ceylana benzerlerdi, ürkek - çaresiz..
- şu saatte şurda buluşuyoruz dediğinde, akreple yelkovanın arasına saniyeler girmeye başladığı an 'biliyorum gelmeyecek' dediğimde, umudun uçurumunda asılı kalan öteki yanıma acıyan tanrının emaneti gibiydi nefes alış verişlerim..
- ola ki bişeylere sevindiğinde (içinde benim de olmadığım) mutluluklar saadetim olurdu..keyfinden sarılır, saçlarıma dokunur, mahremiyetimi emanet ettiğim dudakları alnıma değer ve birkaç saniye hiç çekmezdi ya.. huzuru hissettiğim tek an, o kadarcık zaman dilimiydi işte..
- bir anda irkilerek uzaklaşmaz mıydı, nefret ederdim ardından devire devire kurduğu cümleye;
-ben... aslında seviyorum seni (ama)
hadi yaa yine mi..!
laf arasında daldım gittim/farkındayım..
dedemle iki lafın belini kıramazdık hiç.. rahmetliye ne zaman 'neymiş o eski günler' desem harp zamanlarından bir başlardı susmak bilmezdi.. sıkıldığımı anladığı an tak diye susar gözlerime derin derin bakar;
-allah insana zor'u tattırmaya görsün, senin 'zoraki' tahammül gösterdiğin bu muhabbetin asl'ı için nice ömürler tükendi evlat' derdi, utanırdım..
O, bizi bitirdiğinde bende 'acıya parmak bandım'..
şimdi ne zaman birileri 'nerde o eski aşklar' dese, bir başlıyorum, susmak bilmiyorum; bağışla/yın...